Yaşam

Murakami’den Isiguro’ya: Edebiyat Dünyasına Yeni Bir Can Veren Japon Yazarlar ve Onların Önemli Kitapları

Japon edebiyatını keşfetmeye hazır mısınız? Farklı dönemlerde farklı eserler kaleme alarak Japonya’yı, kültürünü ve geleneklerini aktaran Japon yazarları ve dünyalarıyla donatılmış kitaplarını detaylı inceleyelim!

1. Beni Asla Bırakma – Kazuo Ishiguro

Beni Asla Bırakma adlı eseriyle 2017 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Kazuo Ishiguro, kendine özgü üslubu ve gerilim dünyasıyla sizi farklı bir yolculuğa davet ediyor. Yıkıma gitseler bile her zaman kendi kaderlerine odaklanan insanları konu alan Beni Asla Bırakma, yayınlandığı yıl Time dergisi tarafından hazırlanan 100 En İyi Kitap arasında yer almıştı.

2. Naomi – Cuniciro Tanizaki

Japon edebiyatının dev isimleri arasında yer alan Cuniciro Tanizaki, nefreti, aşkı, gururu ve aşkı bir arada ele alır. Kadın ve erkek arasındaki gergin ilişkilere odaklanırken okuyucuyu bu dünyaya davet ediyor.

3. Mor Bir Serserinin Seyahat Notları – Osamu Dazai

Yazarlık serüvenine 1930 yılında başlayan Osamu Dazai, akıcı ve dikkat çekici diliyle diğer Japon yazarlardan farklı bir yere sahiptir. Dazai’nin kendi hayatından izler taşıyan Seyahat Notları ise farklı bir hikaye sunuyor.

4. Denizi Kaybeden Denizci – Yukio Mishima

Japon kültürünü kendi üslubuyla anlatan Yukio Mishima, Denizi Kaybeden Denizci’de hikâyeyi sade ve sade ama etkileyici bir şekilde anlatıyor. Kötülük kavramının insan ırkındaki köklerine inerken farklı bir sorgulama ve bakış açısı sunuyor.

5. Diğerinin Yüzü – Kobo Abe

Japon Savaşı sonrası edebiyatının en değerli yazarlarından biri olan Kobo Abe, Ötekinin Yüzü adlı kitabıyla unutulmaz bir öykü sunuyor. Başkalarının sizi tanımadığı, hatta sizin kendinizi tanımadığınız bir durumda olduğunuzu hayal edin. Manipülasyonları ele alırken etkileyici bir roman sunuyor.

6. Tanrıçanın Günlüğü – Natsuo Kirino

Japonya’da polisiye roman denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Natsuo Kirino birçok ödül almıştır. Kadın ve erkek ayrımına odaklanan Tanrıça Günlüğü, tanrılar ve erkekler arasındaki ayrımı da inceler.

7. Bir Kutup Ayısı’nın Anıları – Yoko Tawada

Tiyatro oyunları, nesir ve şiirleriyle farklı bir tarzda yazan Tawada’nın birçok ödülü aynı anda vardır. Berlin Hayvanat Bahçesi’nde dünyaya gelen dünyaca ünlü kutup ayısı Knut’a ve onun otobiyografisine odaklanıyor.

8. Şeytanın Çırağı – Shiro Hamao

Shira Hamao’nun Japon polisiye edebiyatının temelini oluşturan ilk kısa romanı Şeytanın Çırağı’nda yazarın başkahramanı bir cinayetle suçlanır. Kendine has biçimiyle polisiye romanlara farklı bir yaklaşım sunar.

9. Profesör ve Hizmetçi – Yoko Ogawa

Hasta bir matematik profesörü ve bakıcısının hikayesine odaklanan Profesör ve Hizmetçi, yalnızlığa farklı bir açıdan bakıyor. Her yalnızlığın içinde bulunan umuda odaklanan Ogawa, bu duygusal anlatımıyla sizi farklı bir yere davet ediyor.

10. 1Q84 – Haruki Murakami

Japon edebiyatının çağdaş yazarlarından biri olan Haruki Murakami, mistik dünya ile sade dili bir araya getiriyor. 1984 yılının farklı bir boyutunda geçen 1Q84, iki dünyada bir araya gelmeyecek bir aşka odaklanıyor. Paralel bir dünyada geçen bu hikaye ile Japonya’yı keşfedin.

11. Ağustosböceğinin Sekizinci Günü – Mitsuyo Kakuta

80’den fazla eseri bulunan Mitsuyo Kakuta, Ağustosböceğinin Sekizinci Günü’nde bir çocuğu kaçırıp adını değiştiriyor ve biz de onunla farklı şehirleri gezmek üzere kendisine konuk oluyoruz. Şehirleri dolaştıktan sonra tüm mal varlığını bağışlayıp Melekler Evi’ne yerleşen hanımın hikayesi sizi farklı bir Japon dünyasına davet ediyor.

12. Kalp – Natsume Soseki

Üniversiteli genç bir tatil köyünde tanıştığı ve “hocam” dediği adamla her geçen gün güçlenen bir dostluk kurar. Yıllardır taşıdığı sırrın yüküyle kendini dış dünyaya ve hayata kapatan öğretmen, genç arkadaşına içini yavaş yavaş dökmeye başlar. Natsume Soseki, bu iki karakterin ilişkisini ve genç adamın manaya ulaşma çabasını anlatırken, yirminci yüzyılın başlarında Japonya’da yaşanan kültürel değişim sonucunda ortaya çıkan nesiller arası farklılıklara da ışık tutuyor.

13. İnsanlığımı Kaybettim – Osamu Dazai

Osamu Dazai’nin yaşamının son yıllarında yazdığı ve otobiyografik özellikler taşıyan İnsanlığımı Kaybetmek, Türk gelenek ve alışkanlıklarının ortasında kalarak içinde yaşadığı topluma ve dünyaya yabancılaşmış karamsar bir ruhun romanıdır. aristokrat bir aile ve Batılı çağdaş fikirler.

14. Kişisel Bir Sorun – Kenzaburo Oe

Kişisel Bir Sorun, 1994 Nobel ödüllü Japon yazar Kenzaburo Oe’nin engelli bir çocuğu da var ve tüm dünyada tanınmasını sağlayan en değerli eserlerinden biri. Yazar, kitabı 1964 yılında yazıyor. Engelli bir çocuğu da olan Oe, kitabın başkahramanı Kuş ile aynı kaderi paylaşıyor. Bu açıdan kitabın otobiyografik öğeler taşıdığını söylemek yanlış olmayacaktır.

15. Mutfak – Muzlu Yoshimoto

Mutfak romanı, büyükannesi tarafından büyütülen Mikage Sakurai adlı yetim bir kızın hikayesini anlatıyor. Büyükannesi öldükten sonra, arkadaşı Yoichi ve annesi Eriko (bir zamanlar babası olan transseksüel ve gey bar işleten) onu evlerine götürür. Mikage, hem annesini hem de babasını ve nihayetinde büyükannesini kaybetmenin ve kan bağı olan kimsenin olmamasının travmasını yaşar.

16. Ikigia – Francesc Miralles

Son zamanlarda kimsenin eline geçmeyen İkigai, Japonların uzun ve keyifli yaşamının sırrının paylaşıldığı bir kitap. Birden fazla yazar tarafından yazılan bu kitap, okuyacağınız en faydalı kitaplardan biri olacak.

17. Kasiyer – Sayaka Murata

‘Kasiyer’, Kapı Yayınları’ndan 2019 yılında çıkan 126 sayfalık bir kitaptır. Dünya Edebiyatının usta ve tanınmış yazarlarından biridir. Sayaka MurataOtuz altı yaşındaki Keiko Furukura’nın yazdığı bir süpermarkette yaşadığı konut hayatı anlatılıyor.

18. Yaz Ortasında Öldü – Yukio Mishima

Yaz Ortası Mevtinde dokuz hikâye vardır. Kitap boyunca ölüm, cinsellik, şiddet, pişmanlık ve ebeveyn kaygıları tematik olarak işlenir. Hikâyeleri okudukça gerçek bir edebiyat eseriyle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz.

19. Sahilde Kafka – Haruki Murakami

Kafka Tamura on beş yaşına bastığı gün evden kaçar. Uzun zamandır planladığı bu kaçışının sebebi, babasının yıllar önce dile getirdiği uğursuz kehanettir. Ancak babasının bir “makine” olarak içine yerleştirdiği kehanet, bir gölge gibi peşindedir. Kafka aşkı ve tutkuyu ilk kez yaşarken, kehanet ve talihin düğümleri gizemli bir cinayetle çözülmeye başlar.

20. İmkansızın Müziği – Haruki Murakami

1968-1970 yılları arasında yaşanan olaylar, o günün toplumsal gerçeklerini de satırlara taşır. Ancak romanın odak noktası bu toplumsal olaylar değil, üçlü bir aşktır. İlhamını gençlik rüzgarından alan İmkansızın Şarkısı’nın yönetmenliğini ölümle erken tanışan gençlerin hayatları alıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu